Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Ekim 2014 Cuma

Bolu - Gölcük Milli Parkı (06 Ekim 2014)

Bolu'nun en güzel tabiat parklarından bir tanesidir Gölcük. İstanbul ve Ankara'nın neredeyse tam ortasında kalan memleketimin (ki bana göre Kutsal Topraklar) parlayan incilerinden bir tanesidir. Bolu denilince ilk akla gelen Abant, Yedigöller, Kartalkaya ve Aladağlar olsa da Bolu halkının en çok sevdiği ve bulunmaktan keyif aldığı yerdir Gölcük.

Bu yazımda çok fazla konuşmadan daha çok fotoğraflarla anlatmak istiyorum Gölcük'ü..

Küçüklüğümde neredeyse her hafta sonu ailemle zaman zamanda arkadaşlarımla (Kudret Özcan, Bülent Aydın, Serdar Sezer, Murat Altınkaynak hepinize sevgilerimi sunuyorum) bisikletlerimizi alarak gezdiğimiz bu doğa harikasını Bayram'ın 3. günü yine bisikletle gezmeye karar veriyorum.

Bir gün öncesinde Ananem, Dedem, Dayım ve Yengemi ziyarete gitmiştim. Kuzenim Ferdi'de oradaydı. Ertesi gün Gölcük'e gideceğimi söyledim kendisine. O'da motosikletle bende gelirim dedi. Haberleşiriz diyip ayrıldık.

Ertesi gün 08:00'de kalkıyorum. Hızlı bir şekilde hazırlanarak 08:20'de yola çıkıyorum. Hava oldukça serin hafifte olsa bir pus var.


Gölcük, başlangıç noktası olan evimden tam 15 km uzaklıkta iken yolun 7,2 km'lik Karacasu beldesine kadar olan kısmı tamamen düz geriye kalan 7,8 km'lik ortalama %8 eğimli olan kısmı ise tamamen tırmanış. Şehrin ortalama yükseltisi 726 metre iken Gölcük Tabiat Parkı 1217 metre yükseklikte.

Uğur Mumcu Parkı üzerinden Akpınar'a doğru yol alıyorum.


Akpınar'dan aşağıyı Aktaş ve sonrasında Karaçayır Mahallelerini geçerek Karacasu yoluna çıkıyorum. 


Yaklaşık 4 km dümdüz yolda keyifle yol alıyorum.


Bolu'yu geride bırakıyorum.

Karacasu..

Tabelanın arkasında gördüğünüz tepecikler buzdağının sadece görünen kısmı, sisle kaplı olan kısmında ise tırmanılması gereken devasa bir dağ var..




Ve Başlıyoruz.


Bu noktadan sonrası tamamen tırmanış yemyeşil ağaçlar ve çimenlerle kaplı orman içinden..


Yemyeşil doğa


Dağ Evi..


Tırmanışın ne kadar dik olduğunu bu fotoğraf gayet güzel anlatıyor.


Bolu'ya tepeden bakan etrafı ağaçlarla kaplı orman içersinde Gazelle Resort.


Güzellik..


Kartpostallık bir fotoğraf..


Tek yön ve oldukça dar bir dağ yolu..


Ve oldukça kıvrımlı..


Ayrıca yolun ne kadar dar ve tehlikeli olduğunu gösteren bir fotoğraf karesi


Tertemiz dağ havasını içime çekerek yol alıyorum. Şehirde serin olan hava tırmandıkça soğuyor.


Daha da yukarılarda yağan çiğ yolun bu kısmını tamamen ıslatmış durumda, bisikletimin tekerlekleri zemine tutunmakta zaman zaman sıkıntı yaşıyor.


Yol kenarında bir çeşme..


Başım bulutlara değmeye başlıyor :) Hedefe ulaşmaya yaklaşık 2 km var. Hava artık buz gibi normal bir şekilde nefes alıp verdikçe dahi ağzımdan dumanlar çıkıyor.


Yukarıdaki fotoğrafı çektiğim anda arkadan bir korna sesi duyuyorum. Dönüp bakıyorum bizim kuzen :) Yamaha YBR125 ile tam arkamda :))


Sohbet ediyoruz biraz. Yamaha ile bir fotoğrafımız olsun dedik :) 



Kuzenden güzel bir fotoğraf karesi..


ALO 177 "Ormanları korumak hepimizin görevi" 


Ve "Gölcük Tabiat Parkı"


Sisle kaplı bir göl manzarası karşılıyor bizleri.

Aşağıdaki fotoğrafta yer alan ördeklerin ve ağacın arkasında bir göl var aslında :) Ancak sis bulutuyla kaplı.


Bu fotoğrafın arka planında da müthiş bir göl manzarası var. İlerleyen saatlerde sisin dağılması ümidiyle dolaşmaya başlıyoruz gölün çevresini.. 





Ferdi meyve suyu ve çikolata getirmiş. Bir masaya oturarak bunları afiyetle midemize indirip sohbet ediyoruz ve sis de etkisini kaybetmeye başlıyor.



Nilüferler..






Muhteşem güzellikte bir doğa..




Yoğun sis yine başlıyor.


Manzaradan eser yok ancak  bu güzel manzarayı fotoğraflayabilmek için sisin dağılmasını beklemekte kararlıyız.


Sis dağılıyor.

1217 metre yükseklikte tertemiz bir hava ve bol oksijen..


Müthiş bir keyif..


Kartpostal isteyen :)


Bu güzel karelerden sonra gölün etrafını dolaşmaya devam ediyoruz.


Kuzen harika bir kare yakalamış.


İkizler..


Ben ve Bisikletlerim :)


Yansıma temalı fotoğrafım.


Pırıl pırıl su..


Dinginlik..


Uzaktan fotoğrafladığımız devlet konuk evinin yakından görünümü.


Huzur..


Sessizlik..


Kiralayıp kalabileceğiniz kütük evler


Gölün çevresinde tam bir tur atıp biraz dinlendikten sonra bu güzel cennetten köşesinden ayrılma vakti de geliyor.

Dağın tepesinden şehre sürüş keyfi mükemmel..

Virajlı dağ yolundan iniş,
Bisikleti dengede tutabilmek için harcanan enerji,
Yüzü yalayan o müthiş rüzgar, 
Kesinlikle tadılması gereken harika bir duygu..

İniş öncesi son fotoğraf. 


Şehre inerken yolun sol tarafında suda mısır satan bir aile görüyoruz. Ferdi mısır yiyelim mi diyor? Tabii ki evet diyorum ve yolun karşısına geçiyoruz Mısırlarımızı alıp tuzlayarak afiyetle yemeye başlıyoruz. O soğuk havada gerçekten çok iyi geldi. Sıcak sıcak içimiz ısındı. 


Ferdi..


Verdiğimiz bu aradan sonra yolumuza devam ediyoruz. 

Şehir sisle kaplı.


Karacasu..


Ve Bolu..


Oldukça keyifli, bol oksijenli, havanın soğuk olmasına rağmen içimizi ısıtan bir Gölcük gezisi oldu. İmkanı olan herkesin bu güzellikleri görmesini tavsiye ederim diyerek yazımı burada sonlandırıyorum. Umarım okurken keyif almış fotoğraflara bakarken ruhunuz dinlenmiştir.

*Fotoğraflar IPhone 5 ve Nokia Lumia ile çekilmiştir.